2020 yılı küresel olarak ve özellikle ülkemiz adına insanları hiç beklenmedik felaketlerle karşı karşıya getirdi. Yangınlar, Çığ felaketi, deprem, Suriye meselesi, sığınmacılar, Suriye’de ölen çocuklar derken dünya bir sürprizle daha karşılaştı; Coronavirüs. Sanıyorum ki hiç kimse bu kadar ağırını beklemiyordu. Çin’den virüs Avrupa’ya daha sonra Amerika’ya ulaşınca ve yıkımları derinleşince ülkeler sokağa çıkma yasağı getirmeye kadar götürdüler tedbirleri.
İnsanoğlu evden çıkmamanın, belirli bir mesafede etkileşimde bulunmanın ve beden hijyeninin önemini kavramaya başladı. Kaygı her geçen gün eteklerine sarılmaya başladı. İnsanlar aşırı hijyen eylemlerine girip evlerine gelir gelmez soyunmaya, doğru banyoya gitmeye, her dakika ellerini yıkamaya ve de sürekli yerleri silmeye başladı. Kaygı, korkuya dönüştü.
Toplu taşıma araçlarına binenlerin sayısı azaldı. Restoranlar, kuaförler, her türlü kafe ve eğlence yerleri kapandı. Parklar boşaldı insanlar eve kapandı. Hatta camilerimizde cemaatle namaz kılma ertelendi.
Eve kapananlar daha önce günü nasıl geçiriyordu? Belki işe gidiyorlardı belki çarşıya pazara çıkıyorlardı yani özgürdüler. Birden insanoğlunun elinden özgürlüğü alındı. Kapı önünde, kafelerde hatta kahvelerde yapılan sohbetler bitti. Şöyle bir yürüyeyim, biraz hava alayım, bugün kaç adım atarım konuşmaları mutfak, banyo yatak odası arasına sıkıştı kaldı.
Akıllı telefonlar ve internet yaşamın en büyük vazgeçilmezi oldu. Video konferanslar, online eğitimler, home ofis çalışma şekilleri, online alışverişler hızla artmaya başladı. Sektörlere ve yükselen teknolojilere bakacak olursak Coronavirüs, dijitalleşmeyi kaçınılmaz biçimde hızlandıracak gibi görünüyor. E-ticaret siteleri, çevrimiçi alışverişe yönelen, evden çalışan, dışarı çıkmaktan kaçınan veya mağazalardan yeterince tedarik edilemeyen malları arayan insanların davranışlarındaki ani değişime hızla uyum sağlamak zorunda kaldı.
E-ticaretin de bu dönemde perakende alışveriş pastasından pay kapma mücadelesinde büyük atılım yapacağını söylemek kehanet olmaz. Coronavirüs pandemisi bir gecede sona ermeyecek. Muhtemelen sokağa çıkma sınırlandırmaları kalksa bile toplumsal hayatta hijyene aşırı önem vermeye devam edeceğiz. Bu da e-ticareti güçlendirmeye devam edecek.
Coronavirüsün dünya genelinde yayılması ile vatandaş e-ticaret sitelerine akın etti. Gıda satışı yapan internet siteleri başta olmak üzere, organik ürün satışı yapan web siteleri, kolonya markalarının web siteleri, hijyen ürünleri ve medikal ürün satışı yapan e-ticaret sitelerinde daha önce hiç rastlamadığımız bir yoğunluk var. Bazı kalemlerin satış hacminde yüzde 300’e varan büyümeler olduğu görülüyor. Siteler özellikle kuru gıda ve kolonya siparişlerine yetişemediklerini aktarıyor. Hatta tekstil satışı yapan e-ticaret sitelerinde de bir canlanma oldu. Pandemi süreci geçildikten sonra değişecek olan alışkanlıkların başında alışveriş alışkanlıklarımız olacak ve E-ticareti daha yoğun şekilde kullanmaya devam edeceğiz.
Coronavirüs salgını Türkiye’de alışveriş alışkanlıklarında önemli bir değişime yol açtığından, e-ticaret siteleri reklam harcamalarını da ciddi oranda artırdı ve artırmaya da devam ediyor.
Yakın süreçte maalesef E-ticaretin kenarından tutmayan işletmeler çok büyük zararlar görecekler. Değişen ve dijitalleşen dünya da çağa ayak uydurmak artık online sistemlere çabuk adaptasyon ve uyum ile sağlanacaktır. Şehrimiz de süreç devam ederken, giden trenin ardından bakmamak için odalar ve birlikler dijital dönüşümü, e-ticareti hatta e-ihracatı gündemine almalı ve çalışmalarını başlatmalıdırlar.
Coronavirüs mutlaka tıp karşısında yenilenecek geriye kalan ise; acılar, ölümler, sağlık çalışanlarımızın mücadelesi, ekonomik zararları ve sosyo ekonomik hayatımızda bırakacağı değişiklikler kalacaktır.
Facebook Yorum
Yorum Yazın