Gümüşhane
Hüseyin Özgün

Hüseyin Özgün

Mail: huseyin@gmail.com

Gümüşhane’de, Ne İsa Memnun, Ne Musa…

Kontrolsüz bir şekilde işletilen Taş ocakları, Gümüşhane'yi Gümüşhane yapan coğrafi özellikleri yok ediyor. Ne madencilik, ne de turizm yüz güldürmüyor.

Gümüşhane, doğal güzellikleri, tarihi ve kültürel öğeleri ile kendisine turizm odaklı yön çizen illerden biri olarak dikkat çekiyor. Potansiyeli yüksek destinasyonları ile öne çıkan şehir, bir taraftan koyduğu hedef doğrultusunda yatırım yapmaya çabalarken diğer taraftan ise verilen madencilik ruhsatları, gelişigüzel açılan taş ocakları ve vahşi işletme mantığının tehdidi ile karşı karşıya kalıyor. Siyaset, bürokrasi ve kurumlar arasında yaşanan koordinasyon eksikliği, ne turizmin ne de madencilik sektörünün istenilen seviyeye gelmesine izin veriyor.

Özellikle Merkez İlçe ve Torul sınırları içerisinde bulunan taş ocakları, doğaya ve turizme büyük zarar veriyor. Taş ocakları, doğal yapıyı tahrip etmenin yanında, ormanları yok ediyor, akarsuları kirletiyor ve hava kirliliğine neden oluyor. Ekonomik anlamda da şehre sınırlı oranda katkı veren bu işletmeler için “atılan taş ürkütülen kuşa değmiyor.”

Bu taş ocaklarından biri de Gümüşhane Merkez ilçeye bağlı Mescitli Köyünde faaliyet gösteriyor. Akıllara ziyan faaliyet serüveni ile dikkat çeken işletme köy halkının tepkilerine rağmen çalışmalarını sürdürüyor.

Daha önce Gümüşhane- Trabzon karayolu üzerinde çalışan taş ocağının faaliyetleri; hemen yanı başında bulunan tarihi mağara kilise, kuş bakışı olarak 2 kilometre ötede bulunan Karaca Mağarası, hem üst bölümde hem de alt bölümde bulunan onlarca mağara nedeniyle duyarlı kesimlerin itirazı sonucu bir süreliğine durdurulmuştu. Lakin, kısa süre sonra faaliyetlerine yeniden başlayan firma bu kez de dev kaya  kütlesinin arka tarafında çalışmalarını sürdürüyor. Bu çalışmalar, aradan yıllar geçmesine, vatandaşların tüm şikâyetlerine karşın durdurulamıyor.

Konuyla ilgili Gümüşkoza’ya konuşan köy halkı, firmanın ruhsat iptali için defalarca imza topladıklarını dile getirerek, “Son olarak 300 imza ile başvuruda bulunduk. Yetkililer geliyor, bizim için yüklü sayılabilecek ancak firma için cüzi olan bir para cezası kesip gidiyor. Bizim bu işletmeden çektiklerimizi anlamıyorlar. Yeterli ölçüm, yeterli denetim yapmıyorlar. Patlatma olduğunda köyün üzeri tam anlamıyla bir toz bulutu ile kaplanıyor. Kesif bir dinamit kokusuyla o günlerde adeta zehir soluyoruz. Bizler burada kendi çapımızda tarım ve hayvancılık yapmaya çalışıyoruz. Tarlalarımızdan verim, ağaçlarımızdan meyve alamaz hale geldik. Ya taş ocağını ya da bizi buradan kaldırın” ifadeleri ile yetkililere seslendiler.

Merkez ilçeye bağlı bir diğer taş ocağı ise Hur Vadisi olarak bilinen vadide faaliyet gösteriyor. Sargınkaya, Nazlıçayır, Yenice grup yolu üzerinde bulunan bu taş ocağı da; çevresinde bulunan yaban hayatını, mağaraları, peri bacalarını, 1’nci derece arkeolojik sit alanını, florayı, faunayı tehdit ediyor. Taş ocağı nedeniyle bölgede meydana gelen tahribat zaman zaman haberlere konu olurken, yaşanan doğa katliamına seslerini yükselten yöre halkı, “Bir zümrenin menfaati için Gümüşhane’nin değerleri kurban ediliyor. Birkaç sene önce bölgede peri bacaları vardı yok edildi. Doyduk, buz mağarası gibi kültürel geçmişimize tanıklık eden milyonlarca yıllık mağaralar tahrip edildi. Yaban hayatı olumsuz etkilendi. Milyonlarca yıllık fosiller dikkate dahi alınmadı. Şimdi de yeni bir maden sahası için girişimlerde bulunuluyor. Bizler mevcut olanı kaldırmaya uğraşırken yenileri için izinler veriliyor” sözleri ile şikâyetlerini dile getiriyor.

Uzun lafa gerek yok. Ne madenciliği ne de turizmi bihakkın yapamıyoruz. Velhasılıkelam; Gümüşhane’de ne İsa, ne de Musa memnun kalıyor.

Facebook Yorum

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar