Gümüşhane
Hüseyin Özgün

Hüseyin Özgün

Mail: huseyin@gmail.com

Gümüşhane'ye Dair; Adamlar, Cüceler ve Bürokrasi

Geçtiğimiz Ocak ayında Gümüşkoza’da il planlama kurulu toplantısı üzerinden tespit ve eleştiri babında iki hususa dikkat çekmiştik. Bunlardan ilki bölge müdürlüğü seviyesindeki kurumların bölge müdürlerinin yerine yardımcılarının toplantıya katılımı, diğeri de her toplantıda kurumların aynı sunumları hatta birbiriyle de çelişecek bilgilerle temcit pilavı gibi sunmalarıydı. Aslına bakılırsa, bu düzen çok da sıra dışı değil. Ülkemizin bütün illerindeki toplantılarda aynı sahneler her an yaşanıyor zaten. Hatta küçük bir eklemeyle, bu toplantıların planlamayla da pek alakası olmadığını da söyleyelim.

Her 3 ayda bir toplanır bu kurul. Amacı da ildeki kamu hizmetlerinin yürütülmesi esnasında farklı kurumların kesişen ihtiyaç ve çatışmalarını bir çözüme bağlamaktır. Geçmiş zamanın planlı ekonomisinin bir kalıntısı olarak gelen bu kurulun ilk kuruluş amacı, kalkınma planlarına uygun olarak merkez ve yereldeki yatırımların takibini, kaydını ve yürütülmesini gözetmekti. Tabi şimdi ne planlı ekonomik kaldı ne de yerelin ülke ekonomisine ve kalkınmasına nasıl katkı vereceğini soran kaldı. Yani il planlama kurulu ve onun toplantıları basit bir koordinasyona indirgendi. Bunun için de koca koca adamları bir ayara toplamak gerekir mi, bilmiyorum.

Koca koca adamlar dedim de aklıma bürokrasi ile ilgili bir metafor geldi. “Bürokrasi, cücelerden oluşan bir devdir.” Aslında bu metafora göre “adamları” tasvir etsem daha iyi mi olurdu? Diğer yandan adam vurgusu ile de maalesef cinsiyetçilik yapmış oldum. Neyse bu mevzulara takılmadan devam edelim. Ama cüceler konusuna dönersek belki burada, metafordan ilk anladığımız imgenin önüne geçebiliriz. Şu ki, bürokraside herkes eşittir ve herkesin eşit olduğu yerde, bürokratik işleyişin karakterine aykırı kurumsallaşmalara da yer verilmemesini beklemek gerekir. Bu aksak kurumsallaşmanın yansımasına bir örnek olarak bölge müdürlüklerinin durumunu uyarlayabiliriz. Uyarlamayı da güncel mesele üzerinden yapalım.

Böylece bölge müdürlerinin, bu toplantıları ciddiye almayışa gelelim. Çok net, biri ikisi eksik olabilir, mazeretliler olabilir ama dikkat çekici biçimde sürekli olarak ve büyük çoğunluk neden katılmaz? Cevap basit, bu toplantının başkanı olan Vali Beye, Vali Beyin şahsında da Gümüşhanemize gösterilen nezaketsizlik. Şimdi nedenin bu olmadığını ifade edecek olanlar olabilir ama dışarıdan görünen bu.

Asıl sorumuza gelirsek. Adını her gün yeniden öğrendiğimiz ve sonrasında unutup, bilvesile tekrar öğrendiğimiz zibil kadar bu müdürlükler ne işe yarar? Tapu için var, ulaştırma için var, karayolları için var, orman için var vs inanın yazmaktan üşendim! Bu yapılar, esasında DP iktidarı tarafından oluşturulan yapılar. Amacı da dönemin çok güçlü Valilik kurumunu baypas ederek, Ankara adına doğrundan kamu kurumlarını yönetecek, yönlendirecek ve hatta Valilerin ilgili kamu hizmeti alanlarında tesirlerini sınırlandıracak alternatif bir etki alanı oluşturma emelinin ürünü. Günümüzde oldukça merkezileşen ve karar alma süreçlerinin Ankara’ya bağlandığı ortamda, bölge idarelerinin ne kadar işlevi olabilir merak konusu. Karayolları Genel Müdürlüğü’nün her büyük projede ana unsur olduğu, yani projelerinin hazırlanmasından, ihale edilmesine, sonrasında proje dışı sapmalardaki kontroller ve bütçe imkanlarının oluşturulmasına kadar her türlü süreci kendisi yönetirken, bölge müdürlüğü yerelle aradaki iletişimi sağlayan bir aracı konumunda olmaktan başka işleve sahip değil. Hatta istenilen yatırımların belirlenmesinde, herhangi bir ilçenin iktidar partisi ilçe başkanı kadar etkililer mi şüpheli. Malum bölge müdürü değil, siyasi partinin temsilcisi bakana daha rahat ulaşır. Kim karar alıcılarla temas edebilirse o da süreçleri şekillendirir.

Velhasıl kelam günümüzün teknolojik gelişmelerinin sağladığı denetim imkanları, kararalma süreçlerinin farklılaşması vb gibi nedenler bölge müdürlüğü gibi kurumları da gereksiz kıldığı kanaatindeyim. Belki illerin mülki sınırları ile uyuşmayan su havzalarını konu edinen DSİ’nin ya da orman varlığıyla ilgili görevleri olan orman idaresinin, bölge müdürlüğünün olmasının bir anlamı olabilir ama diğer kurumların gördüğü hizmetlerin bölgesel ne niteliği var artık? Anladığım bu müdürlüklerin büyük çoğunluğu, günümüzün Yalova Kaymakamının sahip olduğun kadar işleve sahip. Dolayısıyla o müdürlerin de toplantıya gitsem ne olur, gitmesem ne olur demesi normal duruyor. Hatta her toplantıda aynı sunumları kullanmaları da normalmiş onu anlıyoruz bu sayede.

Aslına bakarsanız, gereksiz bir toplantının, çok da gerekmeyen kurumlarının bir toplantısı oluyor il planlama ve koordinasyon toplantıları. Herkes de bunun farkında olduğu için toplantıya iştirak eden çoğu üye söz alıp soru bile sorma ihtiyacı dahi hissetmiyor. E ne oluyor peki? Toplantının soru cevap bölümlerinde matrak, insanın yüzünde tebessüm uyandıran bir belde belediye başkanı varsa, onların bölge müdürleri ile soru-cevap fasıllarındaki mizahını yakalamaya çalışıyorlar, böylece katılımcılara üç ayda bir gerçekleşen hoş bir terapi sunuyorlar. Bazen de muhalefet belediye başkanlarının daha cüretkar soruları karşısında kamu kurumlarının temsilcilerinin ne diyeceklerini şaşırıp, ya bu işten nasıl sıyrılsam haykırışı dolu ve yardım dileyen bir çocuk edasıyla Vali Beylerin gözlerinin içine bakmaya çalışmalarıyla geçiyor.

Son söz olarak, bu yazı noktasında ufkumu açan değerli kardeşim, şükranlarımı sunuyorum.

Facebook Yorum

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar